
Yakın zamanda Türk televizyonlarına düşen yeni bir dizi var: Küçük Sırlar... Yine yakın zamanda herkesin fark ettiği ufak bir detay var: O da, Küçük Sırların Türk insanını aptal yerine koyabilecek düzeyde bir Gossip Girl çakması olduğu...
O.C ve Chuck'ın yaratıcısı fırsatçı Josh Schwartz'ın eseri Gossip Girl, geçtiğimiz yıllarda özellikle genç Amerikalılar arasında tutmuş ve devam sezonları ilgiyle izlenen bir dizi olmuştu. Türkiye'de de hayli bir hayran kitlesi barındırıyor dizi. Aslında Türk insanı dizinin konusuna ve konseptine hiçte yabancı değil. Yeşilçamda işlendiğinde dalga geçtiğimiz bir konsepti, elin Amerikalısı yapınca " cool " diyerek izliyoruz diye düşünmüştüm diziyi ilk gördüğümde. New York'un o ünlü, sosyetik doğu yakasını anlatan dizinin ilk sezonlardaki olayı zengin kızıyla ona göre fakir sayılabilecek çocuğun arasında yaşananlar. ( New York'ta eli ayağı düzgün bir dairede yaşayana da direk fakir denmez o yüzden böle bir tabir kullandım ). Yan hikayelerde de zenginliğin getirdiği küstahlığı, savurganlığı Manhattan arka planlı işleyen dizi, karakterlerini de bu duruma göre oluşturuyor tabi ki. Karakterlerin tamamı ya birbirine tezgah kurup milleti alaşağı etmeye çalışan tipler ya da New York'un orta tabakasından zenginliğe terfi etmek isteyen kişilerden oluşuyor. Anlayacağınız dizi kah bunların aşklarıyla kah birbirilerine oynadıkları oyunlarla devam ediyor. Ama her ne hikmetse o kadar oyunlara rağmen arkadaş kalıyorlar. Gossip Girl bu ve buna benzer çelişkilerle devam ediyor. Ama şimdi bizim başımızda daha beter çelişkileri yaşayan bir dizi var yukarıda da belirttiğim üzere.

Millet olarak konuya yabancılık çekmediğimizi söylerken Gossip Girl'le ilgili ilk düşüncemi söylemiştim. Ama şimdi öyle bir dizi yapmış ki adamlar, diyorum Gossip Girl iyimiş be. Küçük Sırlar bizim yıllar öncesinden çok iyi bildiğimiz bir konuyu Gossip Girl'den kopyala-yapıştır yaparak büyük bir hataya düşüyor, gerçeği yansıtmıyor, yapmacık duruyor. Marlboro'nun tütününün Türkiyeden Amerikaya gönderilip sigaranın bize ithal olarak gelmesi gibi bir şey bu da. Dizinin inandırıcılığı o kadar düşük ki yer yer saçmalıklarına gülebilirsiniz. Amerika ile Türkiye arasındaki sosyo-kültürel düzeyin farkına varamamış dizi yapımcıları anlaşılan. Öyle ki liseye giden herkesin arabası var ve en düşük model BMW. Yine aynı lisedeki kızların alışverişi on milyarlar tutuyor. Bunun gibi ülkemizde ender bulunan imkanların sanki ülkenin yarısında bulunuyormuş gibi sunulması üzüntü verici ve düşündürücü. Aşk-ı Memnu'nun açtığı yolu daha da genişleterek ilerliyor Küçük Sırlar anlayacağınız. Dizinin eksileri sadece mantıksal yönden değil, o kadar çok teknik eksiklik var ki okul piyesinde olmaz böyle aksaklıklar.
İşin senaryo kısmı ise ayrı acı verici. Ülkemizde hiç mi yaratıcı adam yok da gidip dünyaca ünlü dizinin bölümlerini kopyala yapıştır yapıyorsunuz! Karakterler çok ufak detaylar dışında birebir aynı! Hatta başrol oyuncularının benzerliği şaşırtıcı düzeyde... Küçük Sırlar muhtemelen iyi bir reyting yakalayıp televizyon hayatına devam edecektir çünkü artık ülkemizin insanları da o " Amerikan Rüyasını " yaşamak istiyor, Amerikalıların o rüyayı ne kadar yaşadıklarını düşünürsek anlaşılan bizi zorlu bir kültür çatışması bekliyor olacak ilerleyen yıllarda...

ellerine sağlık emre abi yazılarının devamını bekliyorum...
YanıtlaSil